Ana içeriğe atla

Kayıtlar

24 Nisan Perşembe

Merhaba ben Göksu! Bu siteyi 2019'da açmıştım ve şimdi- 2025'te- kendi web sitemi açtıktan sonra beni ben yapan şeylerden biri olan yazılarıma geri döndüm. Buradaki eski yazılarımı okumak çok ilginç bir duygu. Eş zamanlı olarak tasarım yapıyorum. Hem bloglarım hem tasarımlarım için ziyaret edebilirsin: https://www.goksuoner.com.tr/  Hadi şimdi bugünkü yazıma;  Selam güzelim, bugünde bu fotografımı görüp içimi dökmeye geldim, tek sebepte bu fotoğraf değil tabiki. Korkunc ötesi havanında etkisi olmalıki kendimi küçük çaplı panik ataklar yaşarken ve sanırım depresyona girmiş olarak buldum. Çılgınlar gibi çukur dizisi izliyorum, nerde mafyatik keko işler var ordayım. Sıfır vizyon, sıfır bir kültür edinme çabası, sadece çılgınlar gibi bir şeyler yiyip diziye kitleniyorumki geçen hafta kustuktan sonra hala toparlayamadım kendimi, yani artık yiyemiyorumda. Panik atak mı ne oldugunu hala bilmediğim şeyde kendime, sesime yabancılaştığım zaman farkına vardım. Yani göğüsüme ağrı giriyo ...
En son yayınlar

FARKINDA OL

Ben bir kadın, bir genç, bir bireyim. Ben şeriattan  kurtulmus , hukuk önünde hakları olan, yeni ülkenin, Türkiye’nin  cocugu , Atatürk’ün emeğiyim. Peki ya haklarıma gerçekten sahip miyim? Özgür müyüm, eşit miyim? Sahip isem kullanabiliyor muyum?..  Eger  cevapları evet ise neden ben hayır diyorum?           Ben çeşitlilikten doğan, çeşitlilikle büyüyen ve büyümeye devam eden bir gencim. Türkiye’nin cennetinde Marmaris’teyim. Bütün renkleri aynı anda görebileceğin, derin, huzurlu bir nefes alabileceğin, bir yerden bir yere her türlü  ulasımını   sağlayabilceğin  mutlu bir yerdeyim.     Ben İstanbul’dayım. Sadece griyi görüp, griyi koklayabildiğin, nefes almakta  zorlandıgın , bir yerden bir yere gitmenin izdiham  oldugu  stresli yerdeyim. Ben merkezindeyim ama kendimi bile göremediğim yerde.        Bu kadar zıtlık içeren durumun ortak noktasını söyleye...

DUYGULARIMIZ

    Bugun umut ve korkuyla basladim cunku hayatimizda en cok etkisini gosteren iki duygumuz bana gore. Gozunuzu kapatip bir anınizi dusunun. Ilk akliniza gelen anı hangisi oldu? Hangi duygularinizi tasidiginiz anı? Eminim ki hepinizin anısinin icinde bir umut veya bir korku var.   Umut farklidir , her duygudan.. ve aslinda her duygunun başıdir baktiginizda, hayatimizi belirleyen kavramdir bu.  Birini sevme umudu, karsiliginda sevgi, saygi, guven hissetme umudu, karsi cinsten begenilme umudu.. ve elbette ki sorumluluklarimizin başı; hazirladiginiz projenin guzel sonuclanma umudu, okulu bitirme , ise baslama , para kazanma umudu.. umut olmasa bu saydiklarimin ya da saymadiklarimin kaci olurdu ki?     Peki ya korku nedir ? Iyi midir , kotu mu?     Tedx'te izledigim son video bu konu uzerineydi. Kullanilabilir ve kullanilmaz korkudan bahsedildi ve ozet olarak sunlari cikardim. "Korkunun sizi yonetmesine degil, siz korkuyu yonetmeyi ogrenin. K...

SEVGI

En guzel ilac nedir biliyor musunuz? Sevmek. Sevgi varsa sende vicdan olur, merhamet olur, sevkat olur. Sevgi varsa sende saygi olur. Cunku seven insan korkar incitmeye. Duygusal yaklasir her olaya. En duygusuz dedigimiz insan bile sevgi doludur aslinda.  Problemi ise onun adinin sevgi oldugunu bilmemek, onu nasil yansitmasi gerektigini bilmemektir.  Sen agacta sikismis bir kedi gorup yardim ediyorsan seviyorsundur, sen mahalledeki kavgayi gorup ayirmaya atliyorsan seviyorsundur, sen yolda kalmis bir sofore inip yardim ediyorsan seviyorsundur ve sen bir kaza aninda kosup ambulansi arayabiliyorsan seviyorsundur. En onemlisi, cop kutusu bulana kadar o copu elinde tutuyorsan seviyorsundur.  Simarik bir cocuk gorurseniz ona sevmeyi ogretin , doven bir koca goruyorsaniz ona sevmeyi ogretin, aglayamayan silah tutan bir adam goruyorsaniz ona sevmeyi ogretin. Hem ogretin hem ogrenin hem de sevin.  Farkinda ol farkindalik yarat.

TÜRKİYE

  Herkese tekrar merhabaa; son 1 haftadır 4 ülke birden gezdiğim için, Türkiye'yi, insanlarımızı , kültür ve yaşam tarzlarının farklılıklarını yakından gözlemleme fırsatım oldu. Türkiye'yi ne kadar cok sevdiğimi anlamam yanı sıra dönüp baktıgımda cok üzüldüm. Bizim insanlarımıza rahatın ne kadar battıgını, özgürlüğü sevmediğimizi ve iyiye gitmektense her zaman kötüye, geriye yöneldiğimizi tekrardan fark ettim.   Gündemimiz malum seçimler ve her sene yapılan seçim öncesi zamlar herkesin gözünü boyamış durumda. Konusmaya bile başlayan yemek fiyatlarının yanında poşetin 25 kurus olmasına karsı cıkmamız ise tam bir komedi.   Avusturya'da yılda 15 kere maaş alındıgını, 13 ay çalıstıktan sonra kalacak yerini devletin karşıladıgını ve asgari ücretin 2500 euro oldugunu biliyor muydunuz? Grafik tasarımı okuyan öğrencilerin müzelere gidip orada ders işlediklerini, modern müzeler açtıklarını... Ukrayna'da havaalanından cıktıgınızda yerde bir tane bile izmarit göremeyip, tüm avru...