Merhaba ben Göksu! Bu siteyi 2019'da açmıştım ve şimdi- 2025'te- kendi web sitemi açtıktan sonra beni ben yapan şeylerden biri olan yazılarıma geri döndüm. Buradaki eski yazılarımı okumak çok ilginç bir duygu. Eş zamanlı olarak tasarım yapıyorum. Hem bloglarım hem tasarımlarım için ziyaret edebilirsin: https://www.goksuoner.com.tr/ Hadi şimdi bugünkü yazıma; Selam güzelim, bugünde bu fotografımı görüp içimi dökmeye geldim, tek sebepte bu fotoğraf değil tabiki. Korkunc ötesi havanında etkisi olmalıki kendimi küçük çaplı panik ataklar yaşarken ve sanırım depresyona girmiş olarak buldum. Çılgınlar gibi çukur dizisi izliyorum, nerde mafyatik keko işler var ordayım. Sıfır vizyon, sıfır bir kültür edinme çabası, sadece çılgınlar gibi bir şeyler yiyip diziye kitleniyorumki geçen hafta kustuktan sonra hala toparlayamadım kendimi, yani artık yiyemiyorumda. Panik atak mı ne oldugunu hala bilmediğim şeyde kendime, sesime yabancılaştığım zaman farkına vardım. Yani göğüsüme ağrı giriyo ...
Ben bir kadın, bir genç, bir bireyim. Ben şeriattan kurtulmus , hukuk önünde hakları olan, yeni ülkenin, Türkiye’nin cocugu , Atatürk’ün emeğiyim. Peki ya haklarıma gerçekten sahip miyim? Özgür müyüm, eşit miyim? Sahip isem kullanabiliyor muyum?.. Eger cevapları evet ise neden ben hayır diyorum? Ben çeşitlilikten doğan, çeşitlilikle büyüyen ve büyümeye devam eden bir gencim. Türkiye’nin cennetinde Marmaris’teyim. Bütün renkleri aynı anda görebileceğin, derin, huzurlu bir nefes alabileceğin, bir yerden bir yere her türlü ulasımını sağlayabilceğin mutlu bir yerdeyim. Ben İstanbul’dayım. Sadece griyi görüp, griyi koklayabildiğin, nefes almakta zorlandıgın , bir yerden bir yere gitmenin izdiham oldugu stresli yerdeyim. Ben merkezindeyim ama kendimi bile göremediğim yerde. Bu kadar zıtlık içeren durumun ortak noktasını söyleye...